logo

Şeref Meselesi 12. Bölüm izle

Özet: Şeref Meselesi 12. Bölüm'de; Yiğit, herkesi şaşırtmaya devam etmektedir.. Elif bebeği almış, evine getirip bakmaya çalışmaktadır.. Kübra bu durumdan mutlu olmuştur; bir umut, Yiğit'in bebeği kabullenmesini kendisine dönüş olacağını düşünmektedir.. Sibel ve Emir bu durumdan oldukça rahatsızdırlar!.. Şeref Meselesi, yeni bölümüyle 8 Şubat Pazar 20:00'de Kanal D'de!
Yayınlandı: 20/03/2015
SELİN demiş ki;
Herkese selam. YORUMUMUN SON BÖLÜMÜ: Kübra’nın bu bölümdede beni şaşırtmadı. Bu bölümü de Yiğit hayalleriyle geçirdi. Bölüm sonunda kaçması inşallah onun Yiğit saplantısından kurtulduğuna işarettir. Ben fragmana yorum yapmayı sevmiyenlerdenim ama bu sefer bir istisna yapacağım. Fragmandan anlaşıldığı kadarıyla Kübra bulunuyor. Buna sevindim. Eğer dizide parasız pulsuz elinde 3 aylık bir bebekle kaçan bir kadının kimsenin yardımı olmadan ayakları üzerinde duran güçlü bir kadın haline getirselerdi buna çok güler ve diziye komedi gözüyle bakmaya başlardım. Bu olaylardan sonra bence saflar sertleşecek ve herşey biraz daha zor olacak. Bakalım yeni bölümde artık aklı başına gelmiş, kendisi ve bebeği hakkında daha sağlıklı kararlar alan bir Kübra görmeye başlıyacak mıyız ? Sibel bu bölümdede benim kalbime dokunan bir karakter olamadı ama bölümün başında, Yiğit’in Elif’i Kübra’ya vermemesine „Allah‘ın manyağı yine yaptı yapacağını“ derken çok sevimliydi ve benim sempatimi kazandı. LaLem’cim, bende Yasemin Allen’i Sibel rolüne çok yakıştırıyorum ve bende onu çok güzel buluyorum. Yiğit’le Yılmaz’ın onun için çekişeceği konusundada haklısın, bende senin gibi sonucu merak ediyorum. Ama Derya konusunda seninle aynı fikirde değilim. Ben onu yavan bulmuyorum. Evet benzetmeler yaparak konuşmaları biraz kitaptan okur gibi bir his veriyor insana ve fazla arka arkaya olursa tadı kaçıyor ama o da onun karakter özelliği olarak işleniyor v eben bu hataya rağmen ben Derya karakterini hala beğeniyorum. Geçen bölüm yorumumda da belirttiğim gibi bilhassa onun bütün arkadaşlrının arkasında olmasını ve herkese düşüncesini söylese bile bunu müdahele ve taraf tutma şeklinde yapmamasını, biri yüzünden öbürüne düşman olmamasını ve en fazlada haddini bilmesini seviyorum. Ayrıca olayları değerlendirirken mantıklı ve empati sahibi birisi. Kendisi devamlı birilerinin problemlerini çözmekle uğraştığı ve kimsenin ona nasıl oduğunu sormadığı için bayağı yorgun. Bu nedenle onunla ilgilenen Nihat ona iyi geldi. Bu ilişkinin nasıl devam edeceğini de merak ediyorum. Ender’le Selim’i terslemekte de haklıydı benim gözümde. Onların gece yarısı kapıya ondan hesap sormalarına bende kızardım. Neticesinde Derya yetişkin bir insan ve ne yaptığı kimseyi ilgilendirmez. Tabii ki arkadaş olarak ona nasihat verebilirler veya ona fikirlerin söyleyebilirler ama hesap soramazlar. Son olarakta o karakolda gözleriyle Yiğit’i takip eden sakallı ya değinmek istiyorum. Bence de o polis ve artık Yiğit’inde ait olduğu çeteyi takip ediyor ve Yiğit üzerinden çeteyi çüktümeye çalışacak. O‘nu bende Goethe’nin Faust isimli eserindeki Dr. Faustus’a (yani şeytan’a benzettim). Çünki 1930 larda çekilmiş eski bir siyah beyaz Alman filminde aynı bu sakallıya benzeyen bir oyuncu Dr. Faustus karakterini canlandırmış. Belki o filmi sende gördün ve o nedenle böyle bir benzetme yaptın. Nihat galiba birşeyler karıştırdı veya karıştıracak. Çünki Hakkı babanın evinden çıktıktan sonra, arabada „bundan sonra benim kurallarıma göre oynayacaksın Yiğit Efendi dedi ve hemen arkasından Yiğit’in takipte olduğunu gördük. Bakalım bütün bunların sonu nasıl olacak. Herkese iyi pazarlar.
15.02.2015 - 23:48
0   0

MSFIGO demiş ki;
Sevgili Lalem, sevgili Selin bana tüyo verdi, Nihat elden gidiyor diye ;) Hemen buraya geldim, askimi geri istiyorum. Bak Yigit genc, agac genc yasta egitilir ;) Sen ona ögret o sana neler neler yapar ;))) Bakiyorum, ayisigi burdada dedikodu yapiyor. Lalemi yada Selini ortaya atacagina bana direk yaz. Nasil sen saygili bir sekilde bize birsey söylüyorsun bende ayni saygili sekilde sana ayni uslüble yaziyorum. Saygi ve güzel uslüb bekliyorsan ayni seyi karsindakine vermelisinki oda sana ayni uslüble karsilik versin. Lalemcigim sen ne zaman sevdam alaboraya yazacaksin? Orda seni bekliyoruz.
15.02.2015 - 12:59
0   0

SELİN demiş ki;
Herkese selam. LaLem‘cim yorumum hakkındaki nazik sözlerine teşekkürler. Okuduk demişsin? J.R. Sendromu konusunda üzülme. Hastalığının farkında olmak demek, iyileşmenin yarısı demektir;)) DİZİ YORUMUMUN DEVAMI: gelelim Emir’e: Emir daha öncelerde de yazdığım gibi: mantıklı düşünen, duygusal, duygulu, sevmesini ve sevildiği zaman bunun kıymetini bilen, fedakar , kibar, bencil olmayan, sorumluluk duygusu olan ihtimamlı, insancıl, empati yeteneği ve acıma hissi olan ahlaklı ve dürüst biri. Bu bölümde bunu tekrar gördük. Yiğit için söylediği her şeyde haklıydı ve Kübra’ya söylediklerinde de haklıydı. Kübra Neriman’ın dolduruşuyla Yiğit kızını severse benide sevecek hayaline kapılıp Yiğit’in o ana kadar kendisine ve bebeğe yaptığı kötülükleri ( onu kullanmasını, bebeği aldırmasını istemesini, bunu yapmadı diye yaptığı hakaretleri, hamile halinde onu parasız pulsuz sokağa atmasını, kendisini devamlı aşağılamasını, bebeği devamlı aşağılamasını, ona ismini bile vermeyi reddetmesini ) unutup şimdi birden babacılık oynamasını Emir’e karşı koruyarak Emir’e karşı çok ayıp etti. Bir anda Emir’in bütün iyiliklerini ve Yiğit’in bütün kötülüklerini silmekle kalmadı orada sanki Emir yüzünden Yiğit’in kızıyla ilgilenmesi engellenmiş gibi bir durumun ortaya çıkmasına sebep oldu. Hiç olmazsa Emir’in ona yaptığı yardımların ve iyiliklerin hatırına ona “ne de olsa onun babası” diye dikleneceğine ona “ ben Yiğit’in kızıyla bir gece geçirmesinin kızına ısınması bakımından faydalı olacağını düşünüyorum sen bu konuda ne düşünüyorsun diye sorabilirdi. Kübra’nın unutmaması gereken bir şey var ki Yiğit’in bütün çabalara rağmen ne kızını ve ne de Kübra’yı kabul etmediğini gördükten sonra Elif’e düzenli bir aile hayatı verebilmek için birlikte bir yola çıktılar. O andan itibaren ikisi birlikte bu çocuktan sorumlular ve bu çocuk üzerinde hakları var. Çocuk büyütmek oyuncak değil ve çocuk insanların oyuncağı değil. Ne Yiğit ne de Kübra bunun farkında değil ve hiçbirisi de Elif’i Emir kadar düşünmüyor. O kadar küçük bir çocuk için çevresindeki insanların birdenbire değişmesi bile büyük bir stres faktörü teşkil eder. Birde bu bebeğin üç gün içinde on elden geçmesi nin o kadar küçük bir bebek için ne kadar zararlı olabileceğini bile düşünmeyen Yiğit egosunun tatmini peşinde Kübra ise bütün bunları değil sadece Yiğit çocuğa ısınırsa onu da yanına alır hesabı yapıyor, yani bebeği hala Yiğit’i kazanmak için kullanıyor. Ve Emir’in haklı olarak söylediği gibi Kübra’nın Yiğit tutkusu onun gerçekleri görmesini ve sıhhatli kararlar almasını engelliyor. Durmadan hata yapıp hem kendini hemde bebeği zor durumda bırakıyor. Bu kadar küçük bir bebeği olan bir annenin ne kendisini düşünme, ne ümitsiz aşkını geri kazanmaya çalışma ve ne de herşeyi garantiye almadan yeni bir hayat kurmayı düşlemek gibi bir lüksü vardır. Nasıl bir planı olduğunu bilmiyorum onun için bebeğini alıp sonu belirsiz bir yolculuğa çıkmasıda büyük bir hataydı diyemiyeceğim daha ama plansız programsız bunu yaptıysa Kübra’ya yaşadıkları için acısam bile ilk defa bu nedenle, yani bebeğine karşı bu kadar sorumsuz davrandığı ve Emir’e karşı da bu kadar nankörlük yaptığı için kızacağım. Emir ona herzaman dürüst ve açık davrandı, evini açtı, hamileliğinde yanında oldu. Bunun ne kadar önemli olduğunu hamileliğini yapayalnız geçirmek zorunda olanlar bilir. Aynı şekilde yeni doğan bir bebeği, ki hele bu ilk çocuksa, tek başına bakmak zorunda olmanın ne kadar zor olduğunu da bunu yaşayanlar bilir. Kübra’nın ev ve para sorunu olmasaydı bile bu günleri yalnız geçirmesi çok zor olacaktı. Ona en zor günlerinde arka çıkan Emir’e oyun oynamasına, yalan söylemesine ve ondan gizlice kaçmasına gerek yoktu. Emir onu yapmak istediği hiçbir şeyde engellemedi . Ev tutmak istiyorum dedi, yanlış yaptığını söyledi ama engellemedi. Ve son olarak ben Yiğit’in yanına taşınıyorum dedi, bunun onun için ve bebek için doğru olmayacağını düşündü ama engellemedi. Arkasından gitmedi ona eve dönsün diye baskı yapmadı, etkilemeye çalışmadı. Arkasından gidip ilgilenmedi bile Yiğit’in yanında olduklarını düşündüğü için. Hiç olmazsa kaçtıktan sonra Derya’ya değil Emir’e bir haber bırakması veya ona lefon etmesi gerekiyordu. Bütün bu yaptıkları onun Emir’i hiç ciddiye almamış olduğunu ve onun kendisi ve bebeği için yaptıklarının değerini hiç anlamamış olduğunu ve ona hiç saygısının olmadığını ve nankör biri olduğunu gösteriyor. LaLem’cim burada senin “yaptığı iyilikleri yüzüne vurması yanlıştı“ cümleni yorumlamak istiyorum: Meşhur Alman Yazar Berthold Brecht’in bir sözü vardır. Bu sözünde Brecht: „İnsanlar nedense nankörlük edene değilde yapılan iyilik söylenmez zihniyetiyle kendisine nankörlük yapıldığını söyleyene kızarlar , ama aslında bunun tam tersi olmalıdır“ der. Bunun açılımı: iyiliğe nankörlükle karşılık vermek haksızlıktır ve haksızlık yapan kişiye haksızlık yaptığı söylenmeli ondan hesap sorulmalıdır. Bunun tabii ki iyilik yaptım diye övünmekle ilgisi yok ve iyilik yapanı tatmin etme amaçlı değil, haksızlığı önleme ve iyilik görenininde kendini sorgulamasıını sağlama amaçlı. Onun için Emir’in Kübra’ya kendisine yapılan iyilikleri ve kötülükleri unutmaması gerektiğini söylemesi doğruydu. Kısacası Emir, bebeğe karşı sorumsuz davranan Yiğit ve Kübra’nın aklını başına getirmek için yapılması gereken herşeyi yaptı. Yiğit’e gidip ona adam gibi yaptığının neden yanlış olduğunu ve nasıl olması gerektiğini anlattı. Emir’in bütün bu davranışlarından ben, Kübra’ya aşık ve Elif’i öz babasından kıskanan bir adam değil sorumluluğunu yüklendiği emek ve sevgisini verdiği iki insanın zarar görmesini engellemek isteyen bir adamı görüyorum. Yiğit’i bebekle kaldığı evde ziyaret ettikten sonra Kübra’yla yaptığı konuşmasında Yiğit’in Elif’le olan ilişkisini ne kadar sevecenlikle ve sevinerek anlattı. Abisini Elif’ten kıskanan biri orada yaşadıklarını böyle içtenlikle ve sevecenlikle anlatmaz. Kübra’yı, onun tekrar boş ümitler peşinde olduğunu görünce açık açık ve sertçe uyarması da ona aşık olduğu ve bu nedenle onu Yiğit’ten kıskandığından değil onun gerçekleri görmesi ve tekrar hayal kırıklığına uğramasını önlemek için diye yorumluyorum. Emir’in Yiğit’i karakola şikayet etmesini de doğru buluyorum. Dikkat edersek bunu Yiğit’in Kübra’yı yanına almadığını ve çocuğu ondan kaçırdığını, ona yüzünü bile göstermediğiniöğrendikten sonra yaptı, Kübra ben Yiğit’in yanına gidiyorum diye çıkıp gidince , onların gitmesini engellemek için değil. Daha önce Yiğit’e derdini anlatmak için herşeyi yaptı ama Yiğit verdiği sözü tutmadı . Yiğit Efendi’ye artık bazı şeylerin dank etmesi lazım, mesela babası olmayı kabul etmediği bir çocuğu aklına estiği zamana annesinden ve onu kızı olarak kabul eden adamdan çekip alamıyacağı ve bilhassa annesine yüzünü bile göstermeyecek kadar zalim olmaya hakkı olmadığı. Yiğit Efendi eğer çocuk üzerinde hak iddia ediyorsa, adam gibi bebeği nüfüsuna geçirir. Yanında büyümesini istiyorsa da paşa paşa annesini de evine kabul eder ve onlarla mutlu mesut yaşar. Etmiyorsa bebeğin Emir ve Kübra’nın yanında yaşamasına göz yummak zorunda ki bu her taraf için en ideal çözüm. Çocuk yabancı kadınların değil annesinin yanında. Hangi kadın bir çocuğa annesinden iyi bakabilir. Ayrıca çocuğu onu kendi çocuğu gibi seven bir amcası ve babaannesinin yanında büyüyecek ve o da her istediği an gelip, çocuğuyla istediği kadar ilgilenebilecek. Yani bçylece kendi ailesiylede beraber olabilecek, bundan iyisi can sağlığı. LaLem'cim Emir yorumum bu kadar. Bakalım ne diyeceksin.
15.02.2015 - 01:00
0   0

Ayisigi demiş ki;
LaLem -:) ok anladim. Teklif var israr yok.
14.02.2015 - 00:48
0   0

LaLem demiş ki;
Herkese merhaba. Tabii ayışığı arkadaşım, sen nasıl istersen. Sen nasıl benim bütün ricalarımı kabul edip hepsini bir bir yerine getirdin bende sana aynısını borçluyum ve derhal yerine getiriyorum. // DİZİYLE İLGİLİDİR: Selin cim güzel yorumun için eline sağlık ve herzamanki gibi zevkle okuduk. Yiğit konusunda sorduğun sorulara gelince, galiba ben onun karizmasına fazla kapılanlardanım. Haklısın ne diyeyim. Yani yaptığının elle tutulacak dille söylenecek bir yanı yok. Ama yinede ben yiğit i kötü göremiyorum, hani sen demiştin ya sen j.r sendromundan muzdaripsin diye. Ben hala iyileşmedim. Emir yorumunu merakla bekliyorum. Öpüldün. Herkese iyi geceler
14.02.2015 - 00:37
0   0

SELİN demiş ki;
Herkese selam. Sevgili LEYLOUSH, selam. Geçen bölüm sen beni selamlamıştın ama ben sana cevap veremedim, çünki bana yönelik satırlarını çok sonra gördüm. Geçen bölüm aynı düşünceleri paylaşıyorduk, ne güzel. Ama bu herzaman böyle olmayacaktır mutlaka, yinede hemen herkesin olduğu gibi senin yorumlarını da zevkle okuyacağımdan emin olabilirsin. Sevgiler./// DİZİ YORUMUMUN İLK BÖLÜMÜ: Yiğit artık tamamen raydan çıktı ve sadece kirli değil pervasız ve kötü biri olmaya başladı. Onun için sadece kendisinin ne hissettiği ve ne istediği önemli, diğer insanlarınki değil. Onun bu bölümde sergilediği davranış şeklini ne kızını birden bir sevmeye başlaması ne de o, ben dahi l, hepimizin severek seyrettiği , güzel ve sevimli Elif-Yiğit sahneleri affettirebilir. Bu arada o sahnelerde sadece Yiğit değil Selim ve Ender’de o şaşkın halleri, şaşkın bakışları, şaşkın ve ve esprili konuşmalarıyla kısmen Yiğit’ten bile sevimliydiler ve Ender’in ninnisi de çok güzeldi. Çocuğun doğmasını bile istememiş, ona hamile olan kimsesiz ve beş kuruşsuz kadını o halde evinden kovmaya utanmamış; ona sahip çıkan kardeşine bu nedenle söylemediğini bırakmamış, adını bile vermeye tenezzül etmemesi bir yana kardeşi çocuk ilerde pi. damgasını yemesin diye nüfusuna geçirmesine bile „ Sadullah’ın torununu adımız vermeye utanmadın mı „ diye kızmış biri bu Yiğit Efendimiz. Çocuğu 3 aylık oluncaya kadar bir kere bile kendiliğinden yüzüne bakmamış, nasıl bakıldı, kim baktı , hastamı iyimi diye bir gün bile düşünmemiş ve Emir’in dediği gibi „aylarca onun yaptığı bütün atraksiyonlara rağmen onu asla kabullenmemiş Yiğit Efendi birdenbire çocuğunun iyi bakılmadığını farkedip çocuğu annesinin elinden kopartıp alıyor. Tabii bunu Sibel‘den ayrıldıktan sonra yaptığını da unutmamak gerek. Emir’le Kübra yüzünden Sibel’i kaybetti ve hem onun yerini dolduracak ve hemde onlarını canını acıtıp bilinç altındaki kızgınlığını dindirecek bir yol buldu. Birde annesinin söyledikleri aklına geldi: „çoluk çocuğun yoksa bir hiçsin“. Emir çok haklı, o ailesinden dışlandığı ve onların kalabalık aile hayatını hayatını kıskandığı için bütün bunları yapıyor, yani herşey kendi mutluluğu ve kendi duygularının tatmini için; kızı için değil. Bunu yaparken, bir an bile, bir bebeği annesinden ayırmanın bebek ve annesi için ne büyük bir kötülük olduğunu düşünmüyor ve zaten bir kere kötülük yapıp yıktığı genç bir kadını, bebeğini elinden alarak gözünü kırpmadan bir daha yıkıyor. Böyle davranmasını makul gösterecek bir tek sebep yok ortada. Kimse onun kızını görmesini, onunla ilgilenmesini ve ona babalık yapmasını engellemiş, değil. Selim’in dediği gibi „Yiğit yeni oyuncağını buldu“ ve Emir’in dediği gibi o çocuğu kendini mutlu edecek bir oyuncak gibi görüyor ve yine Emir’in dediği gibi nasıl çocukken kimse onu oyuncağıyla oynamasın diye topunu patlattıysa şimdide bebeği annesinden ve ona sahip çıkıp bu güne kadar emek vermiş Emir’den ayırıyor. Hemde bir an bile onları üzeceğini düşünmeden. Böyle bir şeyi yapan bir insan benim için kötü bir insandır ve bu hareket ini ancak eğer Yiğit bundan sonra kızını, kızının annesini ve kızına bu kadar emek vermiş Emir’i de düşünerek hareket eder ve onlarla birlikte oturup çocuk için en iyisi nasıl olur diye konuşur ona göre çocuğunun geleceğini planlarsa hoş görebilirim. Ama herşeyden önce Emir’in dediği gibi onun bir annesi olduğunu ve Elif’in aynı zamanda onun da çocuğu olduğunu unutmıyacak. Madem kızını kendi yetiştirmek istiyor o zaman Kübra’nında karısı olarak olmasa bile kızının annesi olarak yanında yaşayıp onunla birlikte Elif’i büyütmesini kabul edecek. Ama eğer Kübra’yı yanına kabul etmezse kızını annesinin yanında bırakıp yapabildiği kadar babalık görevini yapacak. Kızımı alırım anasını istemem deyip, herşeyin kaymağını yemek olmaz. LaLem’cim umarım darılmazsın ama senin „mademki yiğitin kızını sevmesini ve onunla ilgilenmesini istiyoruz fedarlık yapacağız“ sözünü anlamam mümkün değil. Başkalarının fedakarlığı üzerine kurulmuş bir sevgi ve ilgilenme ilişkisi sence normal bir şey mi? Ve bundan çıkarılacak ikinci soruda Yiğit’in çevresindeki insanları n tek görevi Yiğit Efendi nasıl mutlu olsun diye düşünüp ona göre yaşamak mı? Yiğit’in Sibel konusundaki davranışı da onun ne kadar bencil biri olduğunu gösteriyor. Hem kızı istemiyor hemde onun hayatını gönlünce yaşamasına, istediği işte çalışmasına ve istediği yerde yaşamasına engel oluyor. Neymiş efendim, onu görmek ve resimlerini görmek istemiyormuş. İnşallah Sibel silkinir de ona ya beni kabul edeceksin ya da beni rahat bırakacaksın der ve yoluna kendi istediği gibi devam eder.
13.02.2015 - 14:05
0   0

LaLem demiş ki;
Herkese merhaba. Selin cim „saat dört hala yoksun“ ne burada ne öbür tarafta. Bekliyorum öptüm canım.// Msfigo cum ya ben nihat ı geri istiyorum, bak o beğendiği kadına menemen yapıyor, ben menemeni ve kadına yemek pişiren adamları çok severim;)) Sen nasıl buldun bu bölümde nihatcımı, yorumlarını bekliyorum. DİZİ YORUMU: Yiğit’cim yaptı yine yapacağını ve bebeği annesinden aldı. Bebekle beraber olduğu sahnelere herkes gibi bende bayıldım ama, yinede onun yaptığını hoş göremem. O kadar küçük bir çocuğun annesine ihtiyacı vardır. Sözünü tutmaması büyük bir hataydı. O geceden sonra getirip verecekti ve emir in dediği gibi istediği zaman gelip görecekti. Emir’e gelince, kübra ya „bir gece bırakalım, kızının kokusunu alsın, belki ısınır nihayetinde onun babası“ deyince yüklenmesi , yaptığı iyilikleri yüzüne vurması yanlıştı ve onun kardeş olarak yiğit kızını sevsin diye elinden geleni yapması lazım diyorum ama bunu derken biraz tereddütlüyüm, daha doğrusu emir konusunda tam olarak ne düşüneceğimi bilemiyorum ve selin cim bunu sana bırakıyorum. Emir i sen benden iyi anlarsın, bi anlat bakiim. Kübra da bir kaç gün bekleseydi bakalım yiğit ne yapacak. Gerçi bir anne için bu çok zor bir durum ama mademki yiğitin kızını sevmesini ve onunla ilgilenmesini istiyoruz fedarlık yapacağız. Nihat cım hakkı baba nın elifle ilgilenmesine pek bozuldu. Hakkı babanın oğlu yılmaz da pek sağlam ayakkabı değil ve diğer yorumcularında dediği gibi yiğitle sibel yüzünden kapışacağı kesin. Bakalım sibel kimin elinde kalacak. Kübra cım yazık yine boş hayaller kurmaya başladı bile. Emir e“ biz artık anne babayız , yiğit bebeği kabullendi , herşey değişti „ derken ne kadar ümitliydi zavallım. Msfigo cumun dediği gibi en son hayaller ölürmüş, bakalım bunun ki ne zaman ölecek. Derya bence de yavanlaşmaya başladı nihat cımla ne kadar ileri gidecek bakalım. Msfigo cum nihat a musallat oldu diye şu deryayı bir yolsak mı ? ne dersin;)) Derya’nın Ender le Selim i de öyle terslemesi hiçte hoş değildi . Ne de olsa onlar onun iyiliğini düşünüyorlar. Nihat konusunda ateş bacayı sardı herhalde. Bakalım bu işin sonu neye varacak. Gül konusunda bende hemen hemen bütün yorumcular gibi düşünüyorum, kızı zaten seviyordum şimdi daha çok sevdim ve sonunu merak ettim. Ne güzel yaptı anneyle kızı birleştirerek. Hakkı baba mafyacı olduğunu unutursak pek sevimli ve tam bir aile insanı. 2. Karısıda çok sevimli ama oğul yılmaz ı sevmedim. Sibel beni şaşırttı öyle yiğit in onu işyerinden almasına fazla tepki göstermiyerek . Bu arada yasemin Allen bu rol için cidden çok iyi bir seçim ve allah için çok güzel kız. Karakolda iki kardeşin hali pek komikti, hele aile ilişkilerini anlatırken;)) Son anda ortaya çıkan şeytan yüzlü adam neyin nesi anlamadım. Fragmana bakarsan yiğit polis takibinde o halde bu onu takipeden polis, ama neden yiğit? Yeni bölümü heyecanla bekliyorum. Herkese iyi akşamlar.
12.02.2015 - 23:33
0   0

Ayisigi demiş ki;
Bende Kübranin kendi ayaklari üzerine nasil basabilecegini merak edip durmustum,bosunaymis-:) fragmanda anlamadigim polismi,savcimi neden Yigitin pesindeler? Yigitten daha güclü,yillarca bu isin icinde olan mafya adamlari varken. Galiba Derya ya Yigiti satarsa ceza almaz gibi bir anlasma teklifinde bulunuyor Deryanin pesinde olan o komiser.Yigitin o cocuk benim kizim,oda annesi. Sen hak iddia edemezsin demesi icin ayol Yigit Kübranin kizinin annesi oldugunu simdi mi hatirladin diyorum.Simdiye kadar Kübra kakaydi,kurnazdi deyip durdu. Ilk defa dogru bir cümle kurmus!
10.02.2015 - 20:53
0   0

Burcu demiş ki;
Fragmandan görüldügü gibi Kübra ayaklarinin üzerinde durmayi birakin otobüsün varacagi yere kadar bile gidemiyor.Kacarken otogardan otobüse binince sonucunun bu olacagini da tahmin edememis olamaz herhalde Kübra. 2,3 gün kacis plani yapti :) demek plansiz olsa evin önünde yakalanacakti.Sanirim Emirin iyi günlerini izledik,izleyiciyi Kübra ve Emir ikilisi daha cok sinir edecekler. Kübra Emire dönmüs,Yigitin davranislarini basindan beri hic hos bulmadigim halde Elifin bu sekilde elinden alinmasi hemde kardesi tarafindan cok haince.Yigit ve Kübra yarim saat yalniz kalip konusamadigi icin olaylar ne hale geldi.Derya yeni bölümde yine Nihatla birlikte dizinin basinda izledigimiz Derya yok oldu yerine bambaska bir Derya geldi,tecavüz öncesi sonras halimi bu anlayamadim.
10.02.2015 - 19:29
0   0

Ayisigi demiş ki;
ST-SANEM senin yorumunuda keyifle ve bol bol gülümseyerek okudum-:)) Kiz sakin ol,bak ben diger bir dizide Gülseren i tutuyorum diye dalga geciyorlar,sen böyle Emiri bogmak icin televizyonun icine girmek istiyormussun-:)) Animallah yerin kulagi var,sakin ol-:)) Ama Emire kizmakla haklisin,bende onu bir tutarsiz buldum.
10.02.2015 - 15:36
0   0

Daha Fazla Yorum
Yorum Yap

Dizinin Diğer Bölümleri
Diziye ait başka bölüm bulunamadı.
Yerli Diziler
Eski Diziler
Yabancı Diziler